16 Şubat 2009 Pazartesi

Eskişehir

Geçen hafta birkaç günlüğüne doğduğum şehir Eskişehir'deydik. Artık istediğim sıklıkta gidemesemde orası benim çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği şehir. Dolayısıyla kalbimdeki yeri apayrı.

Bir zamanlar adı üzerinde eski bir şehirdi. Öncelikle Anadolu Üniversitesinin gelişimi, sonrasındada tek bir adamın vizyonu sonucu bugün yepyeni ve pırıl pırıl bir şehir. Evet doğduğum iki katlı bahçeli ev şimdilerde apartmanlar arasına sıkışıp kaldı, benim okuduğum yıllarda tek katlı olan Millizafer ilkokulu, şimdi iki katlı ve o da çevresindeki binaların arasına sıkışıp kalmış durumda ve yine bir zamanlar Eskişehir'in İstanbul yönüne doğru neredeyse son binası olan Anadolu Lisesi ise adeta şimdilerde şehir merkezinde gibi..Bunlar gelişmenin doğal ama hüzünlü sonuçları....



Yeni Eskişehir ise tam bir Avrupa kenti görünümünde. Öncelikle şehrin her yanına tramvay ile ulaşmak keyifli ve de kolay, şehrin ortasından geçen bir zamanların kötü kokulu Porsuk çayı bugün temiz, sahilleri düzenlenmiş ve üzerinde adeta Amsterdam'daymışcasına teknelerle gezinti yapabilirsiniz.


Tarihi Odunpazarı evleri onarılmış, ortaya çok güzel bir mahalle çıkmış. Onarımlar halen devam ediyor. Buradaki Atlı Han el sanatları merkezi yapılmış, Eskişehir'in meşhur lületaşçıları burada dükkanlarını açmışlar. Şehir merkezindeki eski dükkanlar, hanlar, fabrikalar hep restorasyon kapsamına alınmış. Bir kaç yıl sonra şehrin alabileceği görüntü gerçekten heyecan verici. Ama bana göre en güzeli, Türkiye'deki şehirlerde büyük bir eksik olan heykeller. Şehirde oluşturulmuş büyüklü küçüklü meydanlara kondurulmuş heykeller öylesine keyifli ki... Bu sefer hava koşulları ve zaman bana fazla izin vermedi ama bir dahaki gidişime hepsini tek tek fotoğraflamak istiyorum. Tüm bunların mimarı ise Yılmaz Büyükerşen. Tek bir insanın vizyonunun bir şehri bu kadar dönüşüme uğratması, kesinlikle ilham verici.


Peki bir gün kısa bir süreliğine de olsa yolunuz düşerse Eskişehir'de mutlaka yenilmesi ve içilmesi gerekenler nedir? Öncelikle tabiki çiğ börek. Eskişehir'den başka yerde yediğiniz çiğ böreği, çiğ börekten saymayın. En iyi adres ise Köprübaşındaki Papağan Çiğbörek. Tanesi 85 kuruş ve insan kesinlikle midesinin kapasitesini zorlamadan oradan ayrılamıyor.




Bir sonraki adres ise yakınlardaki meşhur Karakedi bozacısı. Dükkan'da, lezzetde hala aynı çocukluğumdaki gibi. Şu ana kadar içtiklerim arasında kesinlikle uzak ara en iyi boza burada. (üzgünüm Vefa'lılar) Bardağı 1 TL.


Bir sonraki durak ise Köprübaşı Değirmen Sokaktaki Tanınmış Helvacı. Kuruluşu 1875 olan bu küçüçük dükkanda sadece bir kaç çeşit helva bulabilirsiniz, o da bitmeden yetişebilirseniz. Üretim günlük ve akşama kadar bitiyor.Benim favorim cevizli yaz helvası. Marketlerden aldığımız tanınmış markalar ile lezzet farkı o kadar büyük ki.. Mutlaka deneyin derim.

5 yorum:

kekvekahve dedi ki...

sevgili ayşegül,
2001-2003 yılları arasında ablam eskişehirde yaşadığı için sık ziyaretlerim olmuştu kente. Tam o yıllarda belediye başkanı seçilmişti Yılmaz Hoca. Ve o tozlu kent gözlerimizin önünde evrim geçirdi. Hala da daha ileri seviyelere taşındığını basından izliyoruz. Bu bahar bir hafta sonu gezimiz İstanbul'dan kalkan trenle Eskişehir'e olacak. Başkanın kenti heykellerle donatmak için atölyeler bile kurdurduğunu izlemiştim televizyonda. Ben ayakları suda bir genç kız heykeli görüp çok sevmiştim o dönem henüz üç beş tane olan heykeller arasında. Bu kez gittiğimde epey şaşıracağımı biliyorum.
sevgiler,

UÇURTMA;) dedi ki...

Evime girmiş gibi oldum. Eskişehiri sevmiyorum ama özlüyorum. Bu çok enteresan.

Unknown dedi ki...

Sevgili Ayşegül,

Geçtiğimiz yaz aylarında birkaç saatliğine uğramış, tadına doyamamıştık.Kendimizi öylesine rahat hissetmiştik ki...Umarım bu yaz daha fazla kalmak ve şehri solumak imkanı buluruz.Kalacak yer konusunda bir fikir verebilir misin?

Basak dedi ki...

Umarım Eskişehirliler başkanlarının kıymetini biliyordur. Türkiye2nin en örnek ve gurur kaynağı şehri rahatlıkla oalbilir gibi geldi bana...

Ayşegül Taştaban Erzincanoğlu/ Behçet dedi ki...

Sevgili Kek ve Kahve VE Başak Yılmaz Büyükerşen gerçekten ilham alınacak birisi ama Eskişehir'liler onun kıymetini biliyormu çok yakında anlayacağız. Umarım yeniden seçilir çünkü yapmayı planladığı şeylerin yarım kalması kesinlikle çok büyük bir kayıp olur..

Uçurtma sen de Eskişehir'limisin

Sevgili Gezginler Gideceğiniz zaman her türlü detay konusunda yardımcı olmaya çalışırım tabiki...